|
Bir varmış bir yokmuş, Tanrı’nın akıllı ve deli kulları çokmuş ama bizlerden delisi hiç yokmuş.
O zamanlar bir şey için çok demesi iyi değilmiş.
Azdan çoktan, kavga çıkarmış yoktan, bir giysi yaptırırlarmış çerden çöpten, ilikleri karpuz çekirdeğinden, düğmeleri yemişten.Deve tellalken, sinek berberken, at ekmekçi, pire dülgerken, anam eşikte babam beşikteyken, ben anam ağlar anamı sallar, babam ağlar babamı sallarken, babam düşüvermesin mi beşikten.
Ben atladım eşikten.
Kaçtım tutulamadım, beni aldı bir yıldız, sakladı yücelere, indim aşağı bir sepetle.
Baktım bir yabancı kapımızı çalıyor, vardım yanına, sordum, dedi bana: “Nerdesin be adam?” “Ben adam mıyım, a dayı?”
Derken, adam çıkardı ağzındaki baklayı, atlattı bana taklayı.
Dedim masal masal maniki, yıldız saydım oniki, onikini yarısı, komşunun on kovan arısı.
Arılar vızladı gitti, yüreğim sızladı gitti, bu tekerleme de burada bitti.
Bir varmış bir yokmuş, evrenin çok çok ülkelerinin birinde, bir damın altındaki küçük bir odada kendi yaşlı mı yaşlı, bağırcığı taşlı mı taşlı bir ninecik yaşarmış.

0 yorum:
Yorum Gönder